Küresel Merkez Bankaları Faiz Artırıyor, ABD ve İngiltere Para Politikası Yeni Zorluklarla Karşı Karşıya
Bu hafta, FED ve İngiltere Merkez Bankası'nın 75 baz puanlık bir artış yapması bekleniyor; bu, iki ülkenin merkez bankalarının son dönemdeki en büyük faiz artırımı olacak. Ancak, iki merkez bankasının karşılaştığı ekonomik durum ve politika zorlukları farklılık göstermektedir.
ABD Merkez Bankası için, ardışık dört büyük faiz artışının ardından, politika kararının kritik bir anındadır. Bir yandan, enflasyon son 40 yılın en yüksek seviyesinde; diğer yandan, ekonomik büyüme ivmesi zayıflıyor. Merkez Bankası, enflasyonu kontrol altına almak ile ekonomik durgunluktan kaçınmak arasında bir denge bulmak zorundadır.
Piyasa, ABD Merkez Bankası'nın bu toplantıdan sonra faiz artırma hızını yavaşlatabileceğini öngörüyor. Bazı Merkez Bankası yetkilileri, aşırı sıkılaştırmanın ekonomik durgunluğa yol açabileceği konusunda endişelerini ifade etti. San Francisco Merkez Bankası Başkanı Daly, faiz artırma hızını yavaşlatmayı tartışmanın zamanının geldiğini düşünüyor. Chicago Merkez Bankası Başkanı Evans da, eğer faiz oranlarının zirvesi beklenenden çok daha yüksek olursa, ekonominin büyük risklerle karşılaşacağını uyardı.
Ancak, en son enflasyon verileri, ABD'deki enflasyon baskısının hala inatçı olduğunu gösteriyor. Eylül ayındaki temel PCE fiyat endeksi, iki ay üst üste hızla arttı ve Ekim ayındaki tüketici enflasyon beklentileri de yükseldi. Bu, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede hala büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu anlamına geliyor.
İngiltere Merkez Bankası için, 75 baz puanlık faiz artışı 1989'dan bu yana en büyük faiz ayarlaması olacak. Birleşik Krallık, son 40 yılın en ciddi enflasyon baskısıyla karşı karşıya, Eylül ayı enflasyon oranı %10'a kadar yükseldi. Aynı zamanda, Birleşik Krallık ekonomisi zaten duraklama içinde veya duraklamaya girmek üzere.
İngiltere, faiz artırmaya en erken başlayan büyük ekonomilerden biri olmasına rağmen, faiz artırma hızında Fed ve Avrupa Merkez Bankası'nın gerisinde kalmıştır. ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının peş peşe büyük faiz artırımları yaptığı bir ortamda, İngiltere Merkez Bankası daha büyük bir politika baskısıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Son zamanlarda Birleşik Krallık'taki siyasi çalkantılar nedeniyle finansal piyasalardaki dalgalanmalar hafifledi ve bu, İngiltere Merkez Bankası'na daha fazla politika alanı sağladı. Ancak, İngiltere Merkez Bankası, yeni hükümetin belirli mali planlarını bilmeden Kasım ayındaki toplantısında faiz oranı kararları almak zorunda kalacak, bu da karar alma sürecinin karmaşıklığını artırıyor.
Genel olarak, hem ABD hem de Birleşik Krallık merkez bankaları yüksek enflasyon zorluklarıyla karşı karşıya kalsalar da, politika yönelimleri farklılık göstermektedir. Federal Reserve, ekonomik büyüme risklerine daha fazla odaklanabilirken, İngiltere Merkez Bankası enflasyonu kontrol altına almaya daha fazla odaklanabilir. Bu haftaki faiz kararı, her iki ülkenin gelecekteki para politikası yönelimleri için önemli ipuçları sağlayacaktır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
Amerika ve İngiltere Merkez Bankası aynı anda 75 baz puan faiz artırdı, para politikası yeni zorluklarla karşı karşıya.
Küresel Merkez Bankaları Faiz Artırıyor, ABD ve İngiltere Para Politikası Yeni Zorluklarla Karşı Karşıya
Bu hafta, FED ve İngiltere Merkez Bankası'nın 75 baz puanlık bir artış yapması bekleniyor; bu, iki ülkenin merkez bankalarının son dönemdeki en büyük faiz artırımı olacak. Ancak, iki merkez bankasının karşılaştığı ekonomik durum ve politika zorlukları farklılık göstermektedir.
ABD Merkez Bankası için, ardışık dört büyük faiz artışının ardından, politika kararının kritik bir anındadır. Bir yandan, enflasyon son 40 yılın en yüksek seviyesinde; diğer yandan, ekonomik büyüme ivmesi zayıflıyor. Merkez Bankası, enflasyonu kontrol altına almak ile ekonomik durgunluktan kaçınmak arasında bir denge bulmak zorundadır.
Piyasa, ABD Merkez Bankası'nın bu toplantıdan sonra faiz artırma hızını yavaşlatabileceğini öngörüyor. Bazı Merkez Bankası yetkilileri, aşırı sıkılaştırmanın ekonomik durgunluğa yol açabileceği konusunda endişelerini ifade etti. San Francisco Merkez Bankası Başkanı Daly, faiz artırma hızını yavaşlatmayı tartışmanın zamanının geldiğini düşünüyor. Chicago Merkez Bankası Başkanı Evans da, eğer faiz oranlarının zirvesi beklenenden çok daha yüksek olursa, ekonominin büyük risklerle karşılaşacağını uyardı.
Ancak, en son enflasyon verileri, ABD'deki enflasyon baskısının hala inatçı olduğunu gösteriyor. Eylül ayındaki temel PCE fiyat endeksi, iki ay üst üste hızla arttı ve Ekim ayındaki tüketici enflasyon beklentileri de yükseldi. Bu, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadelede hala büyük zorluklarla karşı karşıya olduğunu anlamına geliyor.
İngiltere Merkez Bankası için, 75 baz puanlık faiz artışı 1989'dan bu yana en büyük faiz ayarlaması olacak. Birleşik Krallık, son 40 yılın en ciddi enflasyon baskısıyla karşı karşıya, Eylül ayı enflasyon oranı %10'a kadar yükseldi. Aynı zamanda, Birleşik Krallık ekonomisi zaten duraklama içinde veya duraklamaya girmek üzere.
İngiltere, faiz artırmaya en erken başlayan büyük ekonomilerden biri olmasına rağmen, faiz artırma hızında Fed ve Avrupa Merkez Bankası'nın gerisinde kalmıştır. ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının peş peşe büyük faiz artırımları yaptığı bir ortamda, İngiltere Merkez Bankası daha büyük bir politika baskısıyla karşı karşıya kalmaktadır.
Son zamanlarda Birleşik Krallık'taki siyasi çalkantılar nedeniyle finansal piyasalardaki dalgalanmalar hafifledi ve bu, İngiltere Merkez Bankası'na daha fazla politika alanı sağladı. Ancak, İngiltere Merkez Bankası, yeni hükümetin belirli mali planlarını bilmeden Kasım ayındaki toplantısında faiz oranı kararları almak zorunda kalacak, bu da karar alma sürecinin karmaşıklığını artırıyor.
Genel olarak, hem ABD hem de Birleşik Krallık merkez bankaları yüksek enflasyon zorluklarıyla karşı karşıya kalsalar da, politika yönelimleri farklılık göstermektedir. Federal Reserve, ekonomik büyüme risklerine daha fazla odaklanabilirken, İngiltere Merkez Bankası enflasyonu kontrol altına almaya daha fazla odaklanabilir. Bu haftaki faiz kararı, her iki ülkenin gelecekteki para politikası yönelimleri için önemli ipuçları sağlayacaktır.